GÜLCE DESTANI (Gülce-BAHÇE)
Harun YİĞİT
(G)ecenin karanlığı iliklerime işledi
D(Ü)şüncelerim darmadağınık
La(L) oldu dilim
Bun(C)a acının ortasında
Bir b(E)n var benden uzakta
Aç dal(G)alar gibi kıyıma vuruyor
Kalbim (Ü)rkek bir kanarya
Dilim, di(L)im bölünmüş hayallerim
Gel de düğ(Ü)mlenen sözleri çöz artık
Baharım ze(M)heriye döndü
Döndün kara(B)ulut gibi üstümde
Yitip giden g(E)nçliğim akıllara ziyan
Dokunduğumda (N)asıl da yumuşacıktın, beyaz bulutlar kadar.
Seni kayaya çev(İ)rip kimdi taş yapan
Bana mıdır merha(M)etsiz zalimaneliğin?
Bir
Tufan,
Gümbürtü…
Kopup gelen
Yüreğimizden...
Acılarımızı
Bala sürdük be gülüm…
Şimdi küsmüş gidiyorsun
İnanmam, inanamam asla
Hatırı yok mu geçen günlerin?
Hem ağladık, hem de güldük be gülüm!
Tel tel olduk, hep döküldük be gülüm!
Hüzün bulutunu göğe savur
Bırak çantayı otur şöyle
Kahven nasıl olsun söyle…
Hani çile kaymaktı?
Gelecekti bahar
Gül açacaktı…
N’oldu şimdi?
Dur gitme!
Gitme
Can!
……….Ne olursun gel
……….Sessizce aç kapıyı
……….Yavaş, yavaş gir
……….Uyandırmadan beni
Yaklaş yanıma
Çıkart üzerindeki
Giysilerini
Yorganımın ucunu
……….Usulca kaldır
……….Haydi sokul yanıma
……….Bir buse kondur
……….Şefkatle yanağıma
Üstüme seril
Yorganım ol da sarıl
Yanan teninle
Isıt üşüyen beni...
Aslı mısın söyle bana, Kerem’i küle çevirdin
Neredesin, yetti cana beni de çöle çevirdin
‘’Gülüm’’ demiştim sana, Gülce, kızdın gönlümde
Zulüm ederken bana, çokça gezdin gönlümde
……….Ahımı
………...Arşa çıkardım
…………Gelme desem gönlüme
………….Gel desem aklıma ziyandır
…………..Ömür boyu elleri yaşamaktan
…………...Kendimi yaşatmadılar bana bir türlü
Ey sevdiğim bana geldiğin yollar
Toz oldu, dönmenin zamanı geçti.
Seni seven yorgun, yaralı gönlüm
Yoz oldu, dönmenin zamanı geçti.
……….Aşkın tanımı
………..Eğilmekse eğer
…………Yal bulmuş köpek gibi
…….........Önünde senin
…………...Bekleme boşuna gülüm
………........Acı çekmeye dünden razıyım
……………..Ben kendime
……………...Ben insana yaraşanı
……………….Çoktan seçtim bile
Sevdiğim, ben artık bana gereğim
Sen değilsin benim bir tek ereğim
Gayrı hasretinden yanan yüreğim
Köz oldu, dönmenin zamanı geçti.
……….Yine de sevdiğim
………..Yeryüzünün bütün çiçeklerini
…………Fırlattım gökyüzüne
………….Sen uzanıp alasın diye
…………..Yine de sevdiğim
…………...Kırk bin dinli Allah’a
……………Değişmem seni
Kendimi aradım kendi dağımda
Güldürmedin beni gençlik çağımda
Güller kopardığın gönül bağımda
Güz oldu, dönmenin zamanı geçti...
Bir ulaşılmaz sevdayla yoğruldum
……..Ovaların yazıyım
………Türkülerin sazıyım
……….İçimde yanan sızıyım
………..Yazık ki
…………Yazık ki deli gönlümün yalnızıyım…
Ben
Böyle
Düşmüşsem
Peşin sıra
Susmayacağım
Çekseler de dara
Hiç kimse su dökemez
İçerimde yanan hara
Yağmur düştü toprağa, hayat yarına gebe
Böyle yağarsan bir gün bu can vuracak dibe
Dağı koydum önüne, bulutuna set oldum
Dağıtsın diye seni üstüne rüzgâr saldım
Gidip ovaya yağdın, dağlarda yalnız kaldım
Yağmur düştü toprağa, hayat yarına gebe.
Bu kadar yağmak için nerde nasıl doldun
Rüzgâr mı ektim sana fırtına olup buldun
Bereketin ele verip, selini bana saldın
Böyle yağarsan bir gün bu can vuracak dibe
……….Nedense
………..Boğuktur sesim
…………Bağırmak istiyorum
………….Bir türlü avazım çıkmıyor
……….….Dağın başındaki çalı dibinde
……………Çobanın elinde dilsiz kavalım.
…………….Yanık, yanık söylenir türküm.
DÜŞTÜ, seni gördüğüm, sandın beni BUDALA
DÜŞTÜ gönlüm nedendir, gelip kondu BU DALA
ASMAYA götürürken, kırbaçlasan DALIMI
ASMAYA bıçak çalıp kurutursun DALIMI
DİLİM dilim bölündü etten yapılı gönlüm
Gönlüme söz geçmiyor, susmaz oldu şu DİLİM
Avuçlarım yanıyor tutmaktan iki ELİM
ELİM ben, sana artık düşmesin yolum
……….Yolum, yolum yolasın saçlarını
………..Saçlarını boynuma doladığını unutma
…………Unutmanın acısı düşmesin içine
………….İçine düşürsen de beni, dumanlı dağın
…………..Dağın doruklarında sensizliğin ayazı
…………...Ayazı kar beyaz
…………….Beyazı alnımda kaldı.
Çiçekler topladım, hepsi elimde kaldı
Her biri boyun büktü, topladığım dalların
Ateşin ortasından bir çığlık, figan geldi
Saramam artık seni, dermansızdır kollarım
Sana doğru gelemem, kapanmıştır yollarım
Arsızlığa lüzum yok, seni artık el aldı
Bu gidişle Gülce kız, hal değildir hallerim
Topladığım çiçekler boynunu büküp soldu
Yaprak açmıyor artık budadığın dallarım
Gönül kervanımdaki yüküm iyice doldu
……….Yürek ister
………..Fırtınalı denizlerde dolaşmaya
…………Kolay mı sandın?
………….Acılarla kucaklaşmadan
…………..Gökyüzünün mavisine ulaşmayı.
Maviye ermek için emek ister
Emeksiz şerefi ellere göster
Damlanın içinde susuz kalsam da
Suyunla sönmesin közüm
………..Şafak sökmeden önceydi
…………En karanlık anım
………….Ölmek üzereydim
…………..Vahanın yeşilini uzaktan gördüğümde
Mecnuna çevirip vaha arattın
Bir kıvılcım çakıp ateş yarattın
Güneşli günümü neden kararttın
Işığına dönmez yüzüm
……….Bir gece
………..Karanlık ortasında
…………Bir başıma ve yalnız bırakmıştın
………….El bile sallamadan
…………..Hani çekip gitmiştin
Açmıştın yelkeni başka denizine
Umut bağlanır mı gelmeyen yaza
Daha gerek var mı başka söze
Sonumuz yoktur bizim
……….Yürü bre iki gözüm
………..Kan aksa da gül yaprağından
…………Bin gül tomurcuklanır
………….Tarumar olmuş
…………..Gönül bahçemin toprağından
……………Sana veda ederken, bu yüzüm nasıl GÜLE
Canım, kan damlar GÜLE, bülbülüm ah-ı zarda
Bir el sallamak kalmış geriye, güle, GÜLE
……….Yelken açmışken başka denizlere
………..Güle güle kaptan
…………Güle güle
………….Bekleme beni…
Harun YİĞİT (Kamili)